11.12.09
Ermeni soykırım müze-enstitüsü tarafından Feriman Daket'in
“Küçük Asya’da Jön Türkleri ve gerçeği; 1909’da Adana’da gerçekleştirilen h\Holocost” konulu kitabı tekrar yayınlandı. Bu kitabı birinci defa 1913’te Londra’da ışığa çıktı. 1909’da Adana’da gerçekleştirilen katliamlar bilgiler içeren bu kitabı değerli kaynak olarak görülmekte, o galiba Osmanlı Türklerin yapılacağı sokırımı uyarısında bulunmuştu. Bu kitabı Türk hükümeti tarafından örgütlemiş Adana vilayetin Türk nüfusunun aktif katılımla kanlı kırımların ayrıntılı betimlemesidir. Binlerce şehitlerin diri diri yаkma için bu kanlı katliamları Holocost adı aldı. Adana şehri ve diğer Ermeni şehirleri ve köyleri de alevlenmiş.
F. Daket kitabın başında yazmış;
1894-5-6’da Constantinople’deki ve Ermenistan’daki Ermeni katliamlar hakkında ben işittim. Çoğuları gibi ben de bu Ermeniler tarafından örgütlenmiş düşüncesiz devrim hareketine addettim. Ama 1909’da Adana katliamların zarfında Ermenilerin zalimliğinin ve vahşi ıstıraplarının tanık olmuşum. Ben sebebi anlamadım, çünkü talihsiz şehit olan Ermeniler tarafından devrim hareketi, siyasal kargaşalığı görmüşüm. Benim duygularıma ve nefrete rağmen, gördüklarım ve Moğol zalimliğin hakkında işittiklerimi (bu katliamları bütün makul insanlarının için onursuzluktur) yayımlayacağım fikirden çekimser kaldım. Ben ancak tanıklarından, inanılır gazetecilerinden ve konsolosların raporlarından işitmişlerim, görmüşlerim hakkında notlar almaya tatmin ettim. Sonra ben Osmanlı hükümetin davranışlarını, meclis komitesinin soruşturmalarını ve harbiye mahkemenin haksız duruşmalarını takip ettim.
Ermenilerin suçsuzluğu şüphesiz ispatladı, ve Türklerin vahşiliği tasdik etti. 23 Nisan ve 8 Ağustos 1909’da Dış İşleri bakanın ve Büyük Vezirin resmi raporları bizim görüşümüzü onayladılar. Eğer gerçek suçluların doğru cezası hükümetin resmi raporlarını takip ederse, ben bütün bu zalimliği bilmezliğe ve fanatizme sanmalıyım. Hükümeti kendi tuhaf faaliyetlerin için suçlamalım, ama adaleti Büyük Vezirin genelgesini görmezden gelmeye aksi yönde gitti. Büyük felaket yapılan genel örgütçüleri cezalanmadılar. Onlar, biraz kendi kendini korumayan bilmez insanlarını ve çok suçsuz Ermenilerini cezalandılar. Onlarından yedisi yabancı ülkelerinin konsolosluklarında ve diğer dairelerinde saklanarak karışıklıklarında çıkmadılar. Onlar sert soruşturmanın tarafından ispatlamış silahları kullanmadılar. Bütün anlaşmazlıklarından ve haksız faaliyetlerinden şaştım. Ben suçlu ve surumlu insanların aramak karar kabul ettim. Ben bu yaptım, ve şimdi, her şeyi bildiğim zaman hükümetini ve memleketin kaderi kendi ellerinde tutan Jön Türk partisini suçladım. Bu küçük kitapta her şeyi yazacağim.
Adana katliamlar hakkında ve suçluların adları yazdıktan önce yazarı yazdı;
“Hıristiyan ve medeniyet Avrupanın önünde Türkler bir defa da cezasız kalmış, bundan sonra onlar güldüler. Medeniyetli Avrupaya utanç, 20yy insanlığına utanç”.
Bu satırlar 1913’te... 1915’ten iki yıl önce, Osmanlı İmparatorluğunda çözume etapı (Ermeni soykırımı) olurken zamanında yazıldı.