Ermeni Soykırımı'nın bileşenlerinden biri de kültürel soykırımdır. Ermeni Soykırımı 1915-1923 başlayıp bitmedi, bugüne kadar ediyor.
Yüz yıl önce, ifadesini hem Batı Ermenistan'da hem de Osmanlı'nın diğer Ermeni nüfuslu bölgelerinde buldu; sadece Ermenilere karşı değil, aynı zamanda imparatorluğun diğer Hıristiyan halklarına karşı yapıldı. Kars'da bulunan yüzyıllık "Arakelots" Kilisesi'nin onlarca diğer Hristiyan kiliseleri gibi camiye dönüştürülmeye devam etmesi, kültürel soykırımın devam ettiğinin bir kanıtıdır. Tezahürlerinden biri, sıradan vatandaşların devletin izniyle Hıristiyan izlerinin ortadan kaldırılmasına dahil oldukları, yıllardır süren zimmete para geçirme takıntısıdır; Hıristiyanlık izlerinin imhası geniş ve maalesef geri dönüşü olmayan hale gelmiş durumda.
Hıristiyanlığın izleri Türk devletinin iktidar çevrelerine rahat vermiyor sadece ülkenin uzak doğusunda değil, aynı zamanda milyonlarca nüfusa sahip, Avrupa ve Asya'nın kesişme noktasında olan ve dünya medeniyet değerlerini takip etmek isteyen İstanbul'un kalbinde. Bunun en son kanıtı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1.500 yıllık Ayasofya'yı, şu anda müze statüsünde olan ancak dünyanın en büyük Ortodoks Hıristiyan kiliselerinden biri olarak kabul edilen kiliseyi bir camiye dönüştürme kararıdır.
"Ermeni Soykırımı Müze-Enstitüsü" bu kararı devlet seviyesinde gerçekleştirilen bir kültürel soykırım olarak değerlendiriyor.
Her soykırım eylemi kınanır; sorumlu olanlar cezalandırılır, çünkü soykırım suçunun herhangi bir sınırlaması yoktur, zamanaşımına uğramaz.