24.03.2015
Vahram Papazian’ın “Sevgi, Sevgi, Sevgi” başlıklı anıları, Osmanlı İmparatorluğu’nda ön-soykırım döneminde Ermeni yaşamının benzersiz bir kaynağıdır. Aynı zamanda, bu anılar, beden eğitimi, Olimpiyat Oyunları, Birinci Dünya Savaşı, Ermeni Soykırımı tarihlerinin yanı sıra mülteciler ve göç tarihlerini incelemek için eşsiz tarihsel kaynaktır.
Osmanlı İmparatorluğu tarihinde ilk kez 1912’de, Osmanlı vatandaşı iki Ermeni sporcu Mıgırdiç Mıgırian ve Vahram Papazian, Stockholm’de düzenlenen 5. Olimpiyat Oyunları’nda Osmanlı İmparatorluğu’nu temsil ettiler.
“1912 yılında Stokholm’da gerçekleştirilecek olan Olimpiyat Oyunları’na katılmak için Türkiye’ye de davet gönderildi. Ancak Türklerin katılabilecek durumda olan sporcusu yok idi, ama Ermenilerin var idi, ve Ermeniler İmparatorluğu temsil etmesi için Ermeni sporcu göndermeye karar verdiler, ve başardılar. Tarihte ilk defa Türkiye, bir millet olarak, daha sonra görülebileceği gibi, iki Ermeni genç sayesinde, Uluslararası bir yarışmaya katıldılar. ... Sabah Stockholm’e vardığımda, sokakların ve büyük binaların Olimpiyatlara katılan irili ufaklı ülkelerin bayraklarıyla donatıldığını gördüm, ama hiçbir yerde Türk bayrağı yoktu. Bu durum beni çok üzdü. Nihayetinde vatanımın, Türkiye’nin temsilcisiydim ve ülkeme karşı gösterilen bu çirkin tavır, benim için bir aşağılamaydı.
Barınmam için bana ayrılan mekâna varmadan, bir araba tuttum ve doğrudan Türk elçiliğine gittim. Öfkemi anlatacak ve hemen bir çare bulunmasını rica edecektim. Türk elçiye kendimi tanıttıktan ve onun tebriklerini aldıktan sonra, ona şunları söyledim: “Beyefendi, Stockholm’ün havasını içime çekemiyorum. Çantalarımı alıp memleketime dönmek istiyorum. Bütün şehir yabancı bayraklarla dolu ama bir tek Türk bayrağı yok ve bu hem benim hem de vatanım için büyük bir aşağılama. Ancak, öbür uluslarla birlikte benim vatanımın bayrağı da dalgalanırsa burada kalırım”.
Türk elçi taş kesildi... Başka pek çokları gibi, bir Ermeni’nin vatanını bu kadar sevmesine inanamıyordu… Belki o an, Ermenilerin Türk vatanını daima sevdikleri gerçeği aklından bile geçmedi, ancak Türkler Osmanlı Ermenilerini sevmediler ve her zaman her fırsatta onları ezdiler...
Ve gerçekten de, iki saat sonra Türk bayrağı bir Ermeni genç sayesinde her yerde dalgalanmaya başladı. Aynı genç birkaç yıl sonra, bu vatansever milletin Türkler tarafından katledilen milyonlarca defnedilmemiş cesetler üzerinde ağlayacaktı”.
Ermeni katliamlarından hayatta kalan bir görgü tanığı olarak, Papazian bize Ermeni Soykırımı hakkında önemli bilgiler vermektedir.
“Ermeni katliamları konusunda yalanlardan biri, Ermenilerin Ruslar lehine casusluk edip onlara yardım etmesi için katledilmesidir. Bu doğru olsa bile, en küçük çocuğunu da katledildiği Harput dürüst, huzurlu ve sadık nüfusunun suçu ne idi?”
İngilizce ilk kez yayınlanan Vahram Papazian’ın anıları, ESME müdürü Sayın Hayk Demoyan tarafından düzenlendi. Kitabın orijinal Ermeni versiyonu, 1962 yılında Beyrut’ta yayınlandı.