25.01.2014
Fotoğraf: Marc Melki
“Tanrı, hikayelerimi anlatabilmem için bu kadar uzun yaşamama izin verdi”.
Ovsanna Galustyan
Ünlü İngiliz “The Guardian” gazetesi, “Birinci Dünya Savaşı: Son hayatta kalanların anıları” başlıklı özel bir proje çerçevesinde Ermani Soykırımı’ndan kurtulan 106 yaşındaki görgü tanığı Ovsanna Galustyan’ın hikayesine değindi. Proje, 4 diğer Avrupa gazeteleriyle gerçekleştirildi.
Küçücük yaşlı kadın artık Marseille sokaklarına çıkmıyor, bastonla yürüyor. O, kızı ve torunları tarafından dikkat eksikliği hissetmiyor.
Çocukluğundan soru sorduğu zaman huzursuz oluyor. 106 yaşındaki Ovsanna Galustyan geçmişin tüm dehşetli anıları taşıyan Soykırım’ın son hayatta kalanlarından biridir. Yaşlı kadın bu olaylardan bir yüzyıl sonra önemli misyonu olduğunu çok iyi biliyor.
“Tanrı, hikayelerimi anlatabilmem için bu kadar uzun yaşamama izin verdi” diye kaydetti. Ovsanna Osmanlı İmparatorluğu’nda kendi halkının mahkum edildiği dehşetlerin, felaketin ve tehcirin görüntülerini ve ayrıntılarını aklında tutuyor.
Ovsanna 1907 yılında Constantinople’den 100 km doğuda bulunan Adapazarı’nda doğdu. Kiliseye yakın üçkatlı, daha bahçesi olan güzel bir evde yaşamaktaydı. Babası kafe, berber dükkanı ve diş polikliniği sahibiydi.
Nüfüsünün yarısı Ermeni olan şehir, Osmanlı İmparaturluğu’nda yaşayan Ermeniler için önemli ticari ve sanatkarlık merkeziydi. Adapazarı’nda Yunanlar'ın ve Türkler’in bile Ermenice konuştuklarını hatırlamaktadır.
Jön Türk hükümeti Ermenilerin sürülmesini emrettiği zaman o sadece sekiz yaşındaydı. “Pazar günü idi, annesi kiliseden dönüyordu. Papaz şehrin üç gün içinde boşaltılması gerektiğini bildiriyordu” diye anlatıyor aile hikayesini iyi bilen Ovsanna’nın torunu Frederik.
İnsanlar gruplarla güney ve doğuya doğru yürüyerek hareket etmişler. Ovsanna anababaları, kardeşleri ve akrabalarıyla birlikte Eskişehir’e gitmişti. Orada onları gruplarla hayvanlar taşıyan trene bindirmişler. İşte böyle de binlerce Ermeniler Suriye çöllerine sürgün edilmiş.
Fakat yolda Türkiye’nin vilayetlerinden birinde treni durdurup Ermeniler’e geçici bir kamp kurmayı emretmişler. İki yıl sonra onlar kaçabilmişler ve kırsal yerleşimlerde saklanmışlar. Ovsanna, Osmanlı İmparatorluğu’nu destekleyen eşkıyalar tarafından kaçırılan genç kızlar için endişelendiğini hatrlıyor.
Ovsanna, ailesi ile birlikte 1918 yılında kendi evine geri dönmüş, ama evleri yıkmış buldu. Ayrıca şehrin yeni Türk sakinleri onlara kalmağa izin vermemişler ve dışarı sürmüşler.
Başta, onlar İstanbul’a taşınmışlar. 1924 yılında Ovsanna’nın akrabaları Amerika’ya göç etmişler. Bundan 4 yıl sonra ailesi tekneyle Marseille’ye kaçmış. Bugün Marseille’nin nüfusunun %10’u Ermeni Soykırımı’ndan kurtulanların torunlarıdır.
Fransa’da tüm ailesini kaybeden Zaven Galustian ile evlenmiş. Onlar doğu bir dükkanı açıp, bir parça toprak alıp ve Marseille’de yerleştirilmişler. “Ermeni Soykırımı’nı inkar etmek büyük annemin sözlerini inkar etme anlamına geliyor” diye söyledi Frederik.
Guillaume Perrier «Le Monde»